BİR AVUÇ KAFA KARIŞIKLIĞI
Evet, öncelikle merhaba bugün günlerden saygı diyerek başlamak istiyorum. Hayatımın hemen hemen her yerinde bulunan bu kavram üzerine düşünmek, son zamanlarda sık sık yaşadığım olaylardan yola çıkarak sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Öyleyse; bana göre saygı başkalarının sınırlarını ihlal etmemektir. Ama insanlar başkalarının sınırlarını tam olarak nasıl bilecek diye bir soru ortaya çıkardı bu aklımda ve sonuç olarak aslında genel bir çerçevenin bulunduğu ama insanların yani bizlerin bu çerçevenin dışındaki bazı şeylerle de kendimize saygı duyulmasını beklediğimiz kanısına vardım mesela ben aşırı sese duyarlıyım bazen konuşma sesleri bile beni rahatsız edebiliyor bu durumda insanlara gidip konuşmayın diyemem ya ama aynı zamanda birileri sesten rahatsız olduğumu -daha önce belirttim- bildiği için müzik dinlerken bir şey izlerken vesaire buna dikkat edebilir diye düşünüp bu isteğime saygı duyulmasını bekliyorum ben genel olarak bu olaydan yola çıkarak benim birinden sus, konuşma isteğimin ona karşı bir sınır ihlali olduğu onun da rahatsız olduğum şeyi bile isteye yapması -ki yapılabilir birşey ve onun sınırlarına zarar vermeyen bir şey olduğu düşünülürse- benim sınırlarımı ihmal etmesi anlamına geldiği kanısına vardım. Burdan da yola çıkarak nasıl biri birinin rahatsız olduğu şeyi bile isteye yapabilir diye düşündüm ve belki de o kişi için yeterince değerli, önemli değilimdir ya da kişi aşırı bencildir düşüncesiyle baş başa kaldım doğruyu söylemek gerekirse iki düşüncenin de epey üzücü olduğunu söylemeden geçemeyeceğim ben de bu durumda kendi bencilliğimle onun gerçekte bencil olmasının bana değer vermediğinden daha iyi olacağını düşünüp bu onun o bencil olmasının sonucudur dedim. Böyle bir durum sonrası peki benim tepkim ne olmalıya gelince de ya yaptıklarını görmezden gelip onu sevip, sayıp, saygı duyarak yaptılarını sineye çekip hissetiğim öfkeyi içimde bastıracağım ya da hissettiğim öfkeyle ona karşı aynı şekilde karşılık verebileceğim ama ben ikisini de yapınca mutlu olamayacağımı fark ettim. Ilk olarak birinci davranış şekli kendimizi yok saymak anlamına geliyor buda bir yerden sonra kendime öfke duymaya başlamam anlamına gelir. Ikinci olarak diğer şekilde birini bile isteye rahatsız etme yine kendime zarar veriyor en azından karakterimle çeliştiğini fark ettim ama anlamadığım nasıl iki durumdan da zarar gören ben olduğumdu, üçüncü bir yol var mı diye merak içerisindeyim…
Sonuç olarak ben yapılan davranışları sineye çekerek, kendimi yok saymayı tercih etmeyi ve elimden geldiğince kendimce rahatsız olduğum ve elimde olmayan şeyler yüzünden rahatsızlık duymamayı öğrenme kararı aldım. Herhalde yapılabilecek en iyi davranış bu. Bilmiyorum kafam karmakarışık sadece tam rahatsızlığın içinde yazdığım bir yazı olduğundan cümleleri bile tam olarak toparlayıp toparlayamadığımdan bile emin olmadığımdan, çözümümü de çok sevemedim ama yapacak bir şeyler de bulamadım. Her neyse her birimize kimseyi rahatsız etmeden, kimsenin bizleri rahatsız etmediği bir hayat dileyerek veda ediyorum, görüşmek üzere, kendinize iyi bakın…
Yorumlar
Yorum Gönder